başka türlü oyun incelemeleri

4 Temmuz 2014 Cuma

Elder Scrolls Online - Bu Ne Lan?

Asırlardır el değmemiş bir tapınağın içindeyim.. Binlerce yıldır buraya ayak basan ilk kişi ben olmalıyım. Buraya kadar gelebilmek için bir sürü tuzaktan son anda kurtuldum. Önümdeki kapıyı açmak için çözmem gereken son bir bilmece var. Zannediyorum gerekli ipuçlarını şurada bulacağım.. Tam olarak.. Şur.. Arkadaşım bi dakka.. Az bi dur. Hayır etrafımda yüzelli tane at hırsızı kılıklı herif zıplayıp dururken konstantre olmak zor zaten. Nasıl oluyorsa el değmemiş tapınağı aynı anda keşfettik heralde.. Azcık durun lan. Bulmaca çözüyoruz burada. Kendileri yetmiyormuş gibi takipçi npc'ler de peşlerinde, bakir tapınağın içinde tren yapıyorlar. Hüşt.. Kime diyom.. Kıprama! Kafana bi korum bu elimdeki değneği, Tamriel'in bütün köylerini tek tek sayarsın! Lan! Slap Of Ottoman yeteneğini geliştireyim geliyorum, bekle burda..

Elder Scrolls Online, şu sıralar oyuncuları iki gruba ayırmış durumda: Ölümüne sevenler ve Nefret edenler. Arası yok. Xbox vs. PS, Battlefield vs. Call Of Duty falan hikaye. Bunların fanları, ESO severlere kıyasla emzikli bebe gibi kalıyor. Özellikle yurtdışında, millet hakikaten birbirine girmiş durumda. WoW ve Knight Online dışında mmo fan'ı olmayan bir toplum olduğumuz için çok farkında değiliz lakin çekişme epey ciddi. "Bu çocuk oyunu değil, beğenmiyorsan git WoW oyna", son derece kibar bir başlangıç hakareti oluyor mesela. Devamını var sen düşün, sanırsın Goppakların Cemil Dappukların tarlaya girmiş suyu kesmiş, o derece ciddi.

Başlangıçta söyleyip kurtulayım sayın ziyaretçi, ESO iyi bir oyun değil. Bak dikkat edersen mmo bile demedim, oyun dedim. Zira mmo'yu geç, oyun kategorisinde bile yer almayı hak etmiyor. Hatta sanırsam, tarihin en büyük "hişt mal, al bunu" ittirmesiyle karşı karşıyayız.


Tamam.. Şimdi yavaşça klavyeden uzaklaş ve annenin soyup odana getirdiği mandalinayı yemeye devam et sevgili ergen. Yorum bırakıp bana sövmek için bol bol vaktin olacak, önce sonuna kadar okumanı tavsiye ediyorum.

Oyunun hikayesiyle falan canınızı sıkmayayım. Geleneksel olarak hapishanede başladığınız oyunda, özetle dünyayı kurtarıyorsunuz. Bu noktada gözünüze çarpacak ilk tuhaflık, sizinle beraber onbin tane falan daha seçilmiş kişi olması. E olur o kadar, mmo bu değil mi? Oyuna başladığınızda, ilk paragrafta anlattığım durum iyiden iyiye göze batmaya başlıyor, güya tamamen sizin etranızda şekillenen bir hikaye var, gel gör ki oyundaki en tenha köşe paydos saatindeki metrobüs gibi. Hadi ben dünyayı kurtarıyorum, buradaki diğer elli arkadaş ne yapıyor? Onlar da mı kurtarıyor? Bu hesaba göre nüfus zaten bizden oluşuyor, kendi kendimizi mi kurtarıyoruz?

Kabul, hemen hemen bütün mmo'larda az çok var bu durum fakat "patentli" phasing teknolojisi ve muazzam buluş mega server şeysi sayesinde, ilk defa bu kadar göze batıyor. Bu iki "muhteşem" buluş, ilk anda güzel fikirmiş gibi gelen ama azcık düşünsen o kadar güzel olmadığını anlayabileceğin türden. Phasing yeni bir fikir değil, ilk defa kullanılıyor da değil ancak boku çıkacak şekilde ilk kullanılışı. Tamam görevlerin bazıları bu şekilde olur da hepsi mi olur? Pratikte bu "güzelmiş gibi gelen" fikir uygulamada tam anlamıyla batıyor: Oyunda bir başkasıyla grup kurmanızın hiçbir anlamı yok. Sizinle aynı görevlere sahip olsa bile, o görevlerin değişik aşamalarında olabileceğinden, birbirinizi göremiyorsunuz. Sizin için ekranda yeşillik, börtü böcek, neşeli tavşanlar varken gruptaki diğer kişi haykıran insanlar, işgal kuvvetleri, yanan binalar görebiliyor. Grup kurduğunuz arkadaşınızı göremiyorsunuz ama binbeşyüz tane rastgele tipi görebiliyorsunuz! E ne anladım ben bundan?

Açık havada ne yapacam ben grubu, zindanlardan haber ver, esas orda lazım grup diyorsanız.. Gelmiş geçmiş en baştan savma, en saçma ve en kullanışsız arayüze hoşgeldiniz diyorum. Oyunda nameplate ve chatbox desteği olmadığından, kim kimdir, nedir, nerededir, lan bu yanımdaki dallama acaba healer'mıydı gibi sorular bir an bile aklınızdan çıkmıyor. Takım arkadaşlarınızla konuşmaya çalışmanın pek bir anlamı yok, konuşmalar sadece chat penceresinde göründüğünden özellikle boss savaşlarında dediğiniz herşey ramazan davulcusu ossuruğu gibi dikkat çekmeden uçup gidiyor. Gerçi zindanlar gözü bantlı bir şempanzenin dahi rastgele tuşlara basarak tamamlayabileceği kadar kolay olduğundan, böyle bir ihtiyaç da yok.

Dur daha bitmedi: Yine muhteşem bir dizayn tercihi olarak, zindan lootları boss'lardan düşmüyor. Tüm droplar, zindan içerisindeki chest'lerden çıkıyor. Bu chestlerin içindekileri de, ilk açan alıyor. Yani yetişen kapıyor! Her grupta en az bir kişi savaşın ortasında chest açmaya koyuluyor. Hoşunuza gitmedi mi? Normalde gruptan atarsınız o kişiyi değil mi, az mı "ninja!" diye böğürdünüz diğer oyunlarda.. ESO'da ise böyle bir seçeneğiniz yok. O kişiyi gruptan atmayı başarsanız bile herif zindanda kalmaya devam ediyor. Yani canı istemezse çıkmıyor oradan, oyun onu otomatik olarak zindan dışına postalamıyor. Siz de yeni bir grup üyesi bulamıyorsunuz çünkü zindan içerisinde "zaten maksimum sayıda oyuncu mevcut" oluyor.

Bu ne lan?

Hayır nasıl bir kafadaydınız siz bu sistemi tasarlarken güzel kardeşim? Koca şirketi çaycı ve arkadaşları mı yönetiyor? Aranızdan bir akıllı çıkıp "hacı bu böyle olmaz be" demedi mi?
Hadi buna demedi, diğer "devrimsel" yenilikler için bir akıllı çıkmadı mı? Oyun Auction House içermiyor ve aynı anda beş adet guild'e birden katılabiliyorsunuz. Oyun içi ekonomi, sadece guild içi satış yöntemiyle yürüyor. Bir nevi takas sistemi.. Aynı anda beş tane guilde katılabilmeniz de bu yüzden aslında, her guildin 500 üye limiti var, doğru dürüst satış yapabilmek / bişeyler alabilmek için hakikaten hepsine birden üye olmalısınız. Özetle, maksimum 2500 kişilik bir gruba satış yapabiliyorsunuz.


Şimdi bu saçma bir fikir. Bunun nedeni nedir? Bilinmiyor. Zenimax "ay bizim bu mega server var ya, öyle büyük ki fiyatlar çok düşer" diyor gerekçe olarak. Aranızda "Ekonomiye Giriş" dersini alan kimse yok muydu hemşerim? Bu mantığa göre, uluslarası ticaret zaman kaybı, hepimiz kendi ülkemiz içinde alışveriş yapalım, ithalat ihracatı bırakalım çünkü fiyatlar çok düşer! Hadi bunu geçtik. Guild'ler hiçbir işe yaramıyor. Toplam 5 guilde üyeyim, yani 2500 kişi var tanıyor olmam gereken, hiçbirini tanımıyorum. Tek bir üyeyle dahi muhatap olmamı gerektirecek bir şey yok ki ortada! Selam bile verilmiyor, gerek yok. Guildlerin tek işlevi AH yerine geçmeleri.  Ki onu da beceremiyorlar.. Fiyat dengesi diye birşey mevcut olmadığı gibi, doğru dürüst bir arama seçeneği bile yok. Aradığınız eşyayı gördünüz gördünüz, göremediniz battınız çünkü mümkün değil bulmak. Hayır böyle saçmasapan şeyler oyunu "old school" yapmıyor canım kardeşim. Bu sistemin bir benzeri Star Wars Galaxies'de ve Everquest 1'de vardı, artık yok çünkü boktan bir sistem olduğu anlaşıldı, vazgeçildi.

Ekonomiyi bu kadar düşünen ZeniMax, nedense oyundaki boss'lardan dahi sadece 1 altın düşmesini ve en ucuz bineğin 17.000 altın olmasını pek düşünmemiş. Özellikle PvP yapmak istiyorsanız binek almanız şart, ancak normal şartlarda level 25-30 gibi ancak toplayabiliyorsunuz bunun için yetecek parayı. Neden böyle peki? Sadece 45 TL'ye oyun içi mağazadan bir adet binek alabilmeniz olmasın sakın neden?

Bu kadar yüzsüz ve utanmaz pazarlama taktikleri artık çok canımı sıkıyor. İnsaf yahu. Hadi bineği geç, oyunda ekstradan 60 TL fark ödeyerek Imperial race oynayabiliyorsunuz. Bu nasıl bir utanmazlıktır? Zaten eşşek yükü para vererek aldığımız oyunun içine "ödemezsen göremezsin" sistemi de konur mu yahu? Bu kadar mı amatör firmasınız?


Aslına bakarsanız o kadar amatör firmalar, evet. Oyun içi bug'lar korkunç boyutlarda. Bakın korkunç lafını öylesine kullanmıyorum, gerçekten korkutucu boyutlarda. Neredeyse 15 yıldır bu piyasadayım, single player'ından tut mud'una kadar oynamadığım oyun kalmadı, ilk defa bu kadar sorunlu bir oyun görüyorum. Hatta diyebilirim ki bu konuda lider olan Anarchy Online çıkışından bile daha kötü. Oyun tamamen quest üzerinden yürüdüğünden ve tüm bu quest'lerde birden fazla aşamalı olduğundan birinde takılırsanız artık oynayamıyorsunuz. İlerlemiyor oyun yani. Tek çözüm yama gelir düzelir inşallah diye dua etmek. Yalnız ZeniMax bu işi hiç de öyle aceleye getirmiyor. Bunu, oyun içindeki gold seller ve bot sayısından da anlayabilirsiniz. Her oyunda belli bir miktar bot ve gold seller olur evet. Fakat burada nüfus çoğunluğu onlardan oluşuyor. Chat ekranı neredeyse kullanılmaz halde. Üstelik size mail falan da gönderiyorlar. Oyundaki zindanlar herkese açık. Bot'lar, zindanın sonundaki boss'un etrafında bekliyor, boss spawn olur olmaz öldürüyor, düşen eşyaları alıyor. Gerçek oyuncuların katılması mümkün değil. Boss'un spawn olması ile ölmesi arasında bir saniye bile geçmiyor. Ignore yapayım rapor edeyim falan hikaye. İşe yaramıyor.  Kimsenin ban'landığı falan yok. ESO, çok eski bir program olan CheatEngine ile kırılabiliyor. En son Quake 2'yi kırabilmiş son derece dandik bir program ESO'yu alt edebiliyor yani. Bitmedi: Oyunda çok ciddi item dupe var. Oyundaki hemen her eşya, acınacak kadar basit tekniklerle dupe edilebiliyor. Bu durum, hala devam ediyor. Açıkçası ben en son Knight Online'da bu kadar çok dupe gördüydüm..


Hadi bug'lar yamanır, bir süre sonra düzelir falan da.. Çok ciddi tasarım hataları var ESO'nun. Övüle övüle bitirilemeyen quest sistemi, aslında herhangi bir yenilik içermiyor. Diğer oyunlarda sık sık görebileceğiniz "git elli tane fare öldürüp getir" görevleri yerine, "farelerin neden zehirlendiğini anlamak için git 50 tane çuvalın yanında E tuşuna dokun" görevleri bulunuyor. İlk başta daha derin görevleri var zannediyorsunuz ama değil. Bildiğin theme-park işte. Görevler, end game yokluğunu saklamak ve oyuncuyu oyalamak için derinmiş gibi görünüyor ama değiller. Zira ESO'da herhangi bir end game yok. Yani öyle bir raid maid beklemeyin. Son level'a gelince yapabileceğiniz iki şey var: PvP yapmak veya "Veteran Level" kasmak. PvP, sınırlı bir kitleye hitap edecek türden. Büyük bir haritada Kaleleri ele geçirmek üzerine kurulu olan PvP, tamamen zerg felsefesi ile çalışıyor. AoE dışında hiçbir yetenek kullanmasanız da oluyor. Organize olmayı becerebilen bir guild içinde değilseniz, PvP'den zevk almanız mümkün değil. Veteran Level denen şey ise, "yok artık çüş" dedirtecek birşey: Oyunda üç adet faction var, birinin hikayesini bitirince level 50 oluyorsunuz ya, hah, geri kalan iki faction'ı da başından sonuna oynamaya Veteran Level diyorlar. Yani baya bildiğiniz level 1 gibi başlıyorsunuz, diğer faction görevlerini de yapıyorsunuz. Şöyle düşünün, Alliance olarak son levela geldiğiniz WoW'da, Horde görevlerini de en başından yapabiliyorsunuz. Muazzam fikir değil mi? Şahsen benim gördüğüm en yaratıcı fikir. End game için içerik yaratmakla falan uğraşmaya gerek yok, diğer tarafın görevlerini de yaptırt oyuncuya, ooh..


Hakikaten bu ne lan?

ESO, single player olmakla mmo olmak arasında kalmış ve seçimini bir türlü yapamamış bir oyun. Bu yüzden ikisini de beceremiyor.

Oyunun kullanıcı sayısı, tahminlerin çok çok altında.. ZeniMax'den resmi bir açıklama gelmediği (ve büyük ihtimalle gelmeyeceği) için, üçüncü kaynaklara başvurmak zorundayız. VgChartz, bu açıdan iyi bir kaynak. Aşağıdaki tabloda, ESO'nun (ilk iki haftalık) satış rakamlarını görebilirsiniz. Bir fikir vermesi açısından, benzetildiği oyunları da listeye ekledim:

ESO              1. Hafta: 253.000     2. Hafta: 51.000            Toplam: 304.000
GW2            1. Hafta: 849.000     2. Hafta: 181.000           Toplam: 1.030.000
SWTOR       1. Hafta: 1.432.000     2. Hafta: 298.000        Toplam: 1.730.000

Kaynakları yazının sonuda vereceğim, merak etmeyin (*). Ayrıca hemen belirteyim, VgChartz dijital satışları (yani web sitelerinden aldığınız kutusuz, dijital versiyonları) listelemiyor. Sadece fiziksel kopya satışlarını gösteriyor. Ancak, benzer oyunlar ile ESO arasında mevcut satış uçurumunu bu şekilde açıklamak mümkün değil. Oyun ciddi ciddi kötü satıyor. Bunun bir göstergesi de indirime girmiş olması: Dijital satış yapan hemen hemen tüm siteler, ESO ve TimeCard fiyatlarını düşürmüş durumda. Resmi web sitesinden oyunu almak ahmaklık: Resmi site halen Imperial Edition için 240 TL talep ederken, GMG, G2A, DL2G gibi sitelerden 170 TL'ye hem Imperial Edition'u hem de 60 günlük TimeCard'ı alabiliyorsunuz. Özellikle Avrupa'da yaygın olan mağaza zinciri Target, kutulu standart versiyon fiyatını 90 TL'ye düşürmüş durumda (resmi sitede 165 TL). "Bayilerin" daha ilk ay dolmadan fiyatta indirim yapması, hiç de iyi bir gösterge değil.

Oyun dünyasının ağır topları sayılan sitelerden de yüksek notlar aldığı söylenemez.. Ben kısaca listeleyeyim, isterseniz kaynağından kontrol edersiniz:

GameSpot         -    6/10
EuroGamer        -    6/10
PcGamer        -    68
Polygon        -    6/10
IGN            -    7.8

IGN notunu özellikle verdim. Bu not, IGN için özellikle düşük bir not. Hatta genel olarak diyebiliriz ki, IGN bir mmo için ilk defa 8.5 altında bir not veriyor. Neden? IGN'in daha önce verdiği notlara bakarsak, nedenini anlıyoruz:

GW2: 9.0        SWTOR: 9.0        Warhammer Online: 9.0    Aion: 8.5

IGN'i (ve listedeki diğer siteleri) çok ciddiye aldığımı düşünmeyin ancak sektörün ağababaları da bunlar. AngryJoe gibi YouTube meşhurlarını saymıyorum bile, onlar oyunu iyice yerden yere vuruyor.

Peki Zenimax neye güveniyor? Birkaç ay sonraki konsol sürümü satışlarına.. ESO, zaten bir konsol oyunu olması için tasarlanmış. Arayüz saçmalıkları, aynı anda sadece 5 yeteneğin kullanılabilmesi, grup oyunu olmaması, hele hele end game denen şeyi hiç ama hiç barındırmaması.. Konsol oyunu bu. Elder Scrolls evreninde geçen adam gibi bir raid tasarlamak çok mu zor? Değil ama nasıl oynayacaksın öyle bir raid'i koltukta billurları yaymış otururken? Fanboylar " ay aman ne kadar iyi geldi sade arayüz, oyunun içinde kayboluyorum vallayi" diyorlar ama o "sade" arayüz konsollar için dizayn edilmiş. Koltukta yayılmış otururken oynayabileceğiniz bir oyun bu. Basit olması gerekiyor. PC kullanıcıları, oyunun konsol sürümü için uzatılmış bir beta test yapıyor şu anda. Oyundaki zilyon adet hataya anında müdahale etmemeleri de bu yüzden: Ne gerek var?  İstatistikler gösteriyor ki mmo'ları satın alanların %70'i ilk aydan sonra oyunu bırakıyor, konsol sürümünde bu hataların çoğu da olmayacak, o halde? Koy dibine rahvan gitsin, pc kullanıcıları sayesinde yapım masraflarını çıkardık mı? Çıkardık. E üzerinde Elder Scrolls yazan tezek yapsak aylık 40 TL ödeyecek kerizler mevcut mu? Mevcut. Konsol sürümüyle de kara geçtik mi tamamdır, tükkanı kapatsak da olur.. Beş yıl sonra ÖzZeniMax ve Mahdumları Ltd. Şti. kurar kaldığımız yerden devam ederiz.

Evet, ben bu oyunu sevmedim. Ama asıl sevmediğim, oyunun arkasındaki zihniyet. Bu zihniyet, bize bitmemiş oyunları kakalayan, fikri mülklerin isimlerinin yeterli olduğunu bilip içerikle hiç uğraşmayan, seni, beni, hepimizi dibine kadar düdükleyen, bizi sürekli "hişt mal, al bunu" diye dürten bir zihniyet. Yeter yahu. Oyun sektörü, şu an dünyada en çok para kazandıran sektör. Hollywood falan hikaye, oyunlar filmleri sollayalı çok oldu. En az yatırımla en çok para kazanabileceğiniz sektör, bu işte. Şirketler durumun gayet farkında ama biz değiliz. Biz, oyunları hala "oyun" olarak görüyor, oyun yapımcılarını "bizim gibi" insanlar zannediyoruz. Değil kardeşim. Oyun dediğin şey bir ürün. Oyun yapımcısı şirket sahibi. Biz de müşteriyiz. Frenleri zaman zaman tutan, zaman zamansa tutmayan arabaya para verir misin? Hadi verdin, üstüne bir de bu durumu gayet normal karşılayıp savunur musun? E niye oyunlar saçmasapan hatalarla çıktığı zaman "bütün oyunlar böyle zaten, WoW da böyleydi vs. vs." diye savunuyorsun? Ulan BİM'den 3 liralık çekirdek alıp tadı kötü çıkınca bulduğu her şikayet sitesine "paramı geri istiyom" yazacak insanlar,  kalkıp eşşek yüküyle para verdiği bu oyunu nasıl savunabiliyor? Vallahi anlamıyorum. Çok yaşlandım herhalde..
Bu oyunu almayın kardeşim. Aldıysanız da paranızı geri isteyin (prosedür konusunda yazının sonunda bilgi vereceğim**). Bunları yapın ki, bir sonraki oyunu bize "vallahi bu sefer şahane oldu" diye itelemeden önce iki kez düşünsünler.

Madem ki biz "oyuncu" değil "müşteriyiz", öyle davranmaya başlamamızın zamanıdır.

Puan mı? 10 üzerinden 4, o da Elder Scrolls isminin hatrına.


(*) http://www.vgchartz.com/game/70799/the-elder-scrolls-online/Global/
http://www.vgchartz.com/game/37350/guild-wars-2/Global/
http://www.vgchartz.com/game/31584/star-wars-the-old-republic/Global/

(**) İade Prosedürü: Oyunun dijital versiyonunu aldıysanız işiniz çok kolay. Oyunu aldıktan sonra, 30 günlük ücretsiz süreniz dolmadan, ESO web sitesindeki "bize ulaşın" kısmından, şu mail'i atın (kullanılan ingilizce prezınt kontinyus seviyesindedir ancak önemli olan amaca ulaşmak):
"Hello. I am asking for a refund. Reasons of this request are:
- main quest progression breaking bugs
- unplayable pvp (client crashes each and every time)
- unplayable pve content (client crashes, exploits, bots, gold sellers etc.)
Basically, the delivered goods (game) was not being fit for purpose. Codes such as Sales Of Good Act clearly forbids this.
Thanks in advance."
Benim tüm iade işlemim bir işgünü içerisinde halloldu.
Oyunun kutulu versiyonunu aldıysanız Allah kolaylık versin, çünkü Tüketici Hakem Heyetine başvurmanız gerekiyor iade için. Tipik Türk mantalitesi de "e hem oynamışın hem de beğenmedim diyon, dalga mı geçiyon?" seviyesinde olacağı için, işiniz zor.

Star Wars The Old Rebuplic - Rezilliğin Operası

10:45 Posted by Unknown , , , , 3 comments
Bir oyun düşünün ki, oyunda kullanılan grafik motorunun yapımcısı kalkıp “ya vallaha bu kadar kötü değil motor.. biz dedik, almayın dedik, daha alpha aşamasında dedik ama dinletemedik.. biz onu değiştircez zaten deyip aldılar.. normalde çok iyi bizim motorumuz, valla bak” şeklinde bir açıklama yapsın.

Bir oyun düşünün ki, her güncelleme ile bir şeyi çalışmaz hale getirsin.

Bir oyun düşünün ki, 150 milyon dolara mal olmasına rağmen çıktıktan kısa bir süre sonra f2p olmak zorunda kalmış olsun.

Star Wars: Old Republic’e hoşgeldiniz.

Hemen belirteyim, bu inceleme aslında gavurların deyişi ile bir “major patch review”, yani çıkalı epey olmuş ve içerik bakımından çokça güncellenmiş bir oyunun son halinin incelenmesi. Son değişiklikleri (2.6 yaması ile) dikkate alarak basit ve kısa bir inceleme yapıyorum. Ve yine söyleyeyim, Allah kahretsin ki ben bu oyunu hala seviyorum ve oynuyorum..

Niye böyle diyorum? Zira Star Wars: The Old Republic (ki SwTor olarak analım biz bunu bundan sonra) muazzam bir potansiyele sahip. Ancak yapımcıları umursamıyor – büyük ihtimalle bundan sonra da umursamayacak. Yine de, yine de.. Gothic 3 için söylenen bir laf vardı, “hiçbir zaman oynayamayacağınız en iyi oyun” diye, SwTor buna benziyor işte.

Oyunda kullanılan grafik motoru rezalet. Oyun HeroEngine kullanıyor, ancak oldukça değiştirilmiş ve özelleştirilmiş bir versiyonunu. Bu motor, oyunda saymakla bitmeyecek düzeyde hata ve sorunlara yol açıyor. Uzun yükleme süreleri, korkunç performans düşüşleri, en iyi sistemlerde bile fps sorunları.. Saymakla bitmiyor. Sırf bu oyun için RamDisk programları üreten kişiler var yahu. BioWare bu sorunların farkında. Ancak yaptığı açıklama ile “az sayıda –ki %10’a falan tekabül ediyor!- kullanıcıyı ilgilendiren performans sorunlarının normal olduğunu” belirtiyor ve bu kısaca şu demek: Oyunda performans/optimizasyon güncellemesi yapmaya niyetimiz yok.

Nitekim yapmıyorlar da. Oyun çıktığından bu yana doğru dürüst bir optimizasyon güncellemesi yapılmış değil. Oyunun resmi forumları hemen her gün “çalışmıyor ulan, çalışmıyor!” mesajları ile dolup taşıyor.  Abuk sabuk bir piyangoya benziyor bu durum: beş yıl önce aldığınız laptop’da hiçbir sorun çıkmadan yüksek ayarlarda oynayabilirsiniz ancak bir ay önce toparladığınız canavar makinede en düşük ayarlarda bile 5 fps alıyorsunuz.  E nasıl oluyor? Resmi hiçbir yardım gelmediği için, konuyla ilgilenen oyuncular sorunları teknik olarak belirlemiş durumda ve hepsi de kullanılan grafik motoruna bağlanıyor. Durum öyle bir hale geldi ki, Elder Scrolls Online da aynı grafik motorunu kullanacağını açıklayınca ciddi bir tepki gördü ve sırf bu yüzden oyunu almayacağını açıklayan yüzlerce kullanıcı oldu. Bunun üzerine HeroEngine yapımcısı kalkıp ilk paragrafta okuduğunuz açıklamayı yaptı. Adam resmen “biz grafik motorunu bitmemiş hali ile satmak istemedik, zorla aldılar!” dedi yahu.

Peki buna rağmen güncellemelerde oyuna ne eklendi dersiniz? Daha fazla Cartel (market) eşyası.. Oyunun güncellemeleri hemen hemen sadece bundan ibaret zaten. Neredeyse haftada bir güncelleme yapılıyor, güncelleme yaklaşık 5 saat sürüyor, bu saatler Amerika’ya göre belirlendiği için Avrupa’da gün içine denk geliyor –yani oyun peak time’de oynanamıyor- ve tek eklenen şey, daha fazla Cartel eşyası. Üstelik, neredeyse her güncelleme ile bir şeyler bozuluyor: en son güncelleme ile oyun AMD kart sahipleri için çalışmaz hale geldi mesela.

Tabii bunun nedenini anlamak kolay: Aşağıdaki tabloya bakarsanız, niye Cartel eşyası eklenip durduğunu anlayacaksınız: EA bu sayede yılda 139 milyon dolar kazanıyor. Hatta o kadar memnunlar ki gidişattan, en son yaptıkları açıklama ile “Star Wars ismini uzun yıllar daha kullanacaklarını, lisans anlaşmalarını yenileyeceklerini” ilan ettiler.



Yani, F2P hali ile daha fazla kazanıyor EA. Böyle gittiği sürece de, oyundan başka türlü bir güncelleme beklemek de doğal olarak anlamsız.

SwTor, çıktığından bu yana herhangi bir oyun içi mekaniğini de güncellemiş değil. Oyun hala aynı World Of Warcraft gibi oynanıyor. Hatta gibisi fazla, sınıfların yetenekleri ve oynanışları dahi WoW ile tıpatıp aynı. Orijinal fikirler üstadı BioWare, bu konuda kafasını hiç yormamış. Hadi oynanış neyse de, WoW sınıfları da birebir kopyalanır mı ulan? Buyrun bir örnek:



Durun daha bitmedi. Yaklaşık 1 yıl kadar önce oyuna eklenen streaming özelliği, oyunu “güncelleme yapılamaz” hale getiriyor. Streaming ne biliyorsunuz: Tamamının yüklenmesini beklemeden oyunu oynamaya başlayabileceğiniz bir sistem. SwTor, güncellemelerini de bu sistem üzerinden yapıyor. Ve ne acıdır ki, her güncelleme –boyutu ne olursa olsun- bütün oyun dosyalarının kontrol edilmesini gerektidiğinden dehşet verici derecede uzun sürüyor. Bununla ilgili tonlarca şikayet var ve BioWare hiçbirini umursamıyor.

Peki tüm bu kötü huylarına rağmen neden hala oynanıyor? Daha da önemlisi, en başta belirttiğim gibi neden ben hala bu oyunu seviyor ve oynuyorum? Çünkü ne yazık ki, SwTor o efsanevi Star Wars atmosferini verebilen tek MMO. Başına oturduğunuzda, biraz da aşinaysanız Star Wars evreni ile, kalkamıyorsunuz. WoW benzerliği, bazı açılardan işine yarıyor oyunun, bir sonraki Flashpoint, bir sonraki WarZone derken.. Kalkamıyorsunuz işte. Star Wars seveni iseniz, hala oynayabileceğiniz en iyi oyun bu.

Oyuna eklenen en ciddi yenilik, Galactic Starfighter özelliği. Efsane olmuş gemi türleri ile diğer oyunculara karşı kapışabiliyorsunuz. En son güncelleme ile preffered sınıfındaki oyunculara da açılan bu yenilik, oldukça güzel. En azından Cartel eşyası dışında bir şey eklenmiş oldu!

O halde özetleyelim, oyun çıktığından bu yana neler eklendiğini ve neler olduğunu:

Korkunç performans sorunları hep vardı, daha da arttı. BioWare bu konuda bir çalışma yapmayacağını belli etti. Oyun sizin bilgisayarınızda kötü çalışıyorsa, bundan sonra da kötü çalışacak.

Level 50-55 arası için yeni bir gezegen ve hikaye eklendi. Ancak satın almanız gerekiyor. Yakın bir gelecekte, bu da ücretsiz hale getirilecek.

Başlangıçta varolan Inheritance sistemi geliştirildi, oyundaki başarımlar (achievements) ile birleşti. Inheritance, oyunun başında işinize çok yarayacak bazı özellikleri (daha hızlı xp, daha erken mount kullanımı vs.) aktive etmenize de yarıyor. Ancak bu, F2P oyuncular için hemen hiçbirşey ifade etmiyor. Zira mail yolu ile bir karakterinizden diğerine para gönderemiyorsunuz, oysa bu özellikler epey bir paraya mal oluyor.

End-game’e yeni factionlar ve reputation’lar eklendi. Bunların arasında haftalık Bounty Contract’lerin özellikle eğlenceli olduğunu belirtelim.

“Uzay gemisi PVP’si” diyebileceğimiz Galactic Starfigher, oyuna eklendi ve preferred oyunculara da açıldı. F2P oyuncuların biraz daha beklemesi lazım.

Oyuna tonla Cartel eşyası eklendi. Tonla.

Daha da özetleyelim: SwTor’u ilk çıktığında beğenmediyseniz, fikrinizi değiştirebilecek nitelikte hiçbir yenilik olmuş değil. Oyun hala aynı oyun, sadece içeriği biraz daha arttı. Ancak bu artış geçmişte beğenmemiş oyunculara fikir değiştirebilecek nitelikte değil. SwTor’u ilk çıktığında beğendiyseniz, zaten bir problem yoktur ve şu anda “cahilsin editör” özetli ne biçim soktum lafı ama temalı yorumunuzu eklemek üzeresinizdir.

Oyunun aslında ne olabileceğini gören ve hiçbirşeyin değişmeyeceğini bildiği halde yine de oynayamaya devam eden kitle; ben ve benim gibiler, oradasınız biliyorum. Kötü haber, en az on yıl daha Star Wars temalı başkaca bir MMO yapılamayacak. The Repopulation çıkana kadar SwTor’a devam edecek gibi duruyoruz. Eh, n’apalım..

Secret World Bir Nedir?

10:34 Posted by Unknown , , , , No comments
Gelin haklarını teslim edelim: Funcom oyunlarında iyi bir hikâyeye çok önem veriyor. Age Of Conan’da böyleydi, Secret World'de de böyle. Eminim Funcom'dakiler Star Wars The Old Republic'e bakıp bakıp iç geçiriyorlardır, ah bu oyunu biz yapacaktık diye.. "İyi bir hikâye" MMO'larda görmeye alışık olduğumuz bir şey değil artık, hemen hepimiz bize verilen görevleri okumaya zahmet etmeyip "next" butonuna tıklayarak geçmeyi alışkanlık haline getirdik. Öldürülecek bir sürü fare var neticede, kim okuyacak şimdi o fareleri neden öldürdüğümüzü?

Alıştığımız türden bir MMO değil Secret World. Hızlı hızlı oynayıp raid yapmak değil amaç. Funcom'un size anlatacak bir hikâyesi var: Sonunda deneyim puanı almayacağınızı bildiğiniz halde tamamladığınız kaç tane görev oldu? Secret World'de bol bol bulacaksınız onlardan.. Oyun, kabaca büyük bir "şehir efsaneleri" oyunu olarak tanımlanabilir. Zemine yedirilen hikâye, çevremizde göremediğimiz ama yüzyıllardır var olan gizli bir dünya olduğu. Korku filmlerinde gördüğümüz bütün yaratıklar aslında gerçek. Zaman zaman bizim dünyamıza geçiyorlar. Bu durumun farkında olan ve bu dünyayı yönetmeye çalışan üç grup var, İlluminati, Templars ve Dragon.  Ancak son zamanlarda Gizli Dünyanın bizim dünyamıza olan müdahaleleri giderek artmış durumda.. Seçeceğiniz taraf ile bunun nedenini bulacak olansa sizsiniz.


Zemindeki hikâye bu olmakla beraber, emin olun buna çok takılmıyorsunuz. Zira oyun boyunca gideceğiniz mekânlarda (Londra, New York, Seul, Kahire) anlatılan üst hikâyeler muazzam kalitede. Oyun zaten böyle ilerliyor: Mekâna gir, oradaki hikâyeyi bitirip gizemi çöz, bir sonraki mekâna geç. Ancak alışık olduğumuz "görevleri topla, hızlı hızlı hepsini yap, sonraki bölgeye geç" gibi bir şey canlanmasın kafanızda. Bir kere bu bölgeler ciddi anlamda büyük. Görevlerin de hepsini birden "almanız" mümkün değil, oyun görevleri alt kategorilere ayırmış durumda. "Ana görevler" var mesela, aynı anda sadece bir tanesini yapabiliyorsunuz. "Yan görevler" ise üç taneye kadar aynı anda takip edilebiliyor. "Keşif görevleri" ise.. ne siz sorun ne ben söyleyeyim, ama daha önce "internetten çözümüne bakmak" zorunda kaldığım MMO görevi hatırlamıyorum ben. Bunda var işte. Macera oyunu tadında, verilen ufak ipuçlarını kafanızı kullanarak çözmek zorunda olduğunuz görevler.. Bunun yansıra hikâye görevleri ve zindan görevleri de mevcut.

Gideceğiniz mekânlarda anlatılan hikâyelerin kalitesi konusunda bir kuşkunuz olmasın. Funcom bu konuda kesinlikle ucuza kaçmıyor. Hani yukarıda "korku filmlerinde gördüğümüz yaratıklar" demiştim ya, aklınıza ergen bebelere özel üretilmiş yumuşak vampirler, hayata dair bunalımlara giren şuursuz kurt adamlar falan gelmesin. Funcom anlattığı hikâyelerin temelini H.P. Lovecraft'tan ve tekinsiz efsanelerden alıyor. "Korku" konusunda bir problem yok yani! Ağır şekilde batı kültürüne has efsane ve hikâyelerden oluşuyor oyundaki görevler. Tabii bu bizim gibi bütün doğaüstü kültürü “üç harflilerden” ibaret milletler için bazen kafa karışıklığına yol açabiliyor. Neticede bütün doğaüstü varlıkları Yasin okuyarak halledebiliyoruz, kim uğraşacak şindi kutsal su gümüş kurşun kalbe kazık felan?

Sadece görevler konusunda değil, diğer konularda da alışık olduğumuz düzeni bozuyor Secret World. Öncelikle, oyunda seviye diye bir şey yok. Deneyim puanı kazanıyorsunuz ancak bunlar size seviye değil, yetenek puanı olarak dönüyor. Bu yetenek puanlarını kullanarak istediğiniz türde bir karakter yaratabilirsiniz zira oyunda sınıf diye bir şey de yok. Evet, klasik "kutsal üçlü" olan tank-healer-dps sınıfları bu oyunda mevcut değil. Hadi sonuncusunu da söyleyeyim tam olsun: Oyunda zırh diye bir şey de yok.

Yani aman omzuma şundan takayım başıma şundan geçireyim ayağıma da şu +8 kötenk gücü veren çizmeyi de taktım mıydı diye bir şey yok oyunda. Var olan bütün giysiler kozmetik amaçlı. Oyun sonundaki raidlerde şort-tişört giyen karakterle rastlamanız son derece olası ve normal. E o yok bu yok ne var? Yetenek puanlarınız harcayabileceğiniz "deck" var mesela. Diyelim ki kılıç kullanan, azıcık da olsa tanklık yapabilen ve hatta kendini iyileştirebilen bir karakter yaratmak istediniz.. Deck'ten "sword-blood" kısmını seçmeniz gerekiyor. Sword kendi içinde bir sürü bölüme ayrılıyor, blood da öyle. Seçiminize göre yeteneklere puan veriyorsunuz ve tamamen kafanıza göre bir karakter oluşturmuş oluyorsunuz. Zırh yok ama talismanlar var mesela.. Bunlar karakteriniz üzerinde görülebilen şeyler değil ancak bazı özelliklerinizi arttırmanızı sağlıyor. İsterseniz tamamen tank olabilir, isterseniz melez bir sınıf yaratabilirsiniz, seçim sizin. Oyun "tank olmak istiyorsan sadece şunları seçebilirsin canım" gibi bir zorlamaya sokmuyor sizi.


Birbirinin kopyası bir sürü oyunun "hişt mal al bunu" diye burnumuza sokulduğu bu günlerde, ilaç gibi geliyor Secret World. Son derece ağırbaşlı ve olgun bir oyuncu kitlesi olduğunu da ekleyeyim. Zaten başka türlüsü de mümkün değil, bir an evvel her şeyi bitirip "end game" denen şeye ulaşmak isteyen ergen kitleye özgü bir oyun değil bu. Oyundaki zindanlar bile bu mantıkla tasarlanmış: bir bölgedeki görevlerin en azından %80'ini bitirmeden o bölgedeki bir zindana girerseniz hiçbir şey anlamıyorsunuz. Zira zindanlar bölge hikâyelerinin sonu olmak üzere tasarlanmış. Boss mekaniklerinin oldukça yaratıcı olduğunu da eklemek gerekiyor, tank tutsun sen yandan vur sen allah ne verdiyse geçir ismayil sen otur gelmesen de olur tarzında bir oynanış yok kesinlikle. Boss dövüşlerinde aklınızı kullanmanız, çevrenizde neler olup bittiğine dikkat etmeniz gerekiyor.

Oyundaki PVP aslında çok büyük potansiyele sahip: Üç taraf var! Ancak pratikte klasik PVP mantığının dışına pek çıkamıyor ne yazık ki. Üç taraf olmasının getirebileceği yenilikler ise değerlendirilmemiş. Kötü olan bir şey yok mu bu oyunda? Var elbette. Öncelikle oyun son derece sağlam bir İngilizce gerektiriyor. İngilizceniz "tunayt-disko-yes-yes!" seviyesindeyse hiçbir şey anlamayacaksınız. Sadece hikâyeyle ilgili bir durum değil bu, görevleri de anlamayacaksınız. Ha oynadığınız oyunda herkese küfür eden ortaokullu bebeler görmek istemiyorsanız olumlu bir özellik bu elbette. Oyunun bazı teknik problemleri var, Age Of Conan'da da kullanılan DreamWorld motorunu kullanıyor oyun ve DX11 desteği veren sayılı MMO'lardan biri olmasına karşın, DX11 modu epey sorunlu. Canavar bilgisayarlarda dahi kötü sonuçlar verebiliyor. Takip ettiğiniz görev ve hikaye akışı hemen hemen aynı olduğundan, alt karakterlere uygun bir oyun da değil.

Ancak en büyük problem, oyunun serbestliğinin bazen sözde kalması oluyor. Oyunda sınıf/seviye yok ve yetenekleriniz serbestçe belirleyebiliyorsunuz. Ancak seçtiğiniz yetenek ağacının alt dallarını tamamen doldurmadan üste atlayamıyorsunuz. Yani biraz şundan biraz bundan en çok da şundan gibi bir puan dağılımı yapmanız mümkün değil. Özellikle ileriki seviyelerde işinize yarayacak yetenekler, belli bir yetenek ağacının sadece üst kısımlarında mevcut. Özetle, sword yeteneğini seçtiyseniz örneğin, sword'a puan vermeye devam etmelisiniz. Sword'dan ayrılıp başka bir yetenek ağacına yönelmeniz elbette mümkün ancak iş görmüyor. Dolayısıyla, o kadar da serbest değil durum.

Bu problem, oyunda sınıf olmamasına rağmen zorunlu olarak tank-healer-dps üçlemesinin doğmasına
neden oluyor. Özellikle zindan görevleri ve raid'lerde yer bulmak istiyorsanız, bu kutsal üçlemeye uygun yeteneklere puan vermek zorunda kalıyorsunuz. Bu da serbestliğinizi kısıtlıyor. Evet, oyunda tank diye bir sınıf yok ama herkes zindan görevleri için tank arıyor! Neticede, uzun vadede herkes tarafından kullanılan klasik bir yetenek dağılımına mecbur kalıyorsunuz. Serbestlik uçup gidiyor..


Oyunun çoğu zaman bir MMO gibi hissettirmediğini de söylememiz gerek. Ben zindanlardan hoşlanmam, raidler de bana göre değil diyorsanız oyunu gayet de güzel tek kişilik şekilde oynamanız mümkün. Chat penceresi dışında, bir MMO oynuyor olduğunuzu hissettirecek bir şey yok oyunda. Diğer insanlarla grup kurmak zorunda değilsiniz. Bu zorunluluk sadece zindan ve raidler için var. Tabii bu durum "ulan madem tek başıma oynuyorum, neden her ay keriz gibi para veriyorum?" tarzındaki şikâyetlere sebebiyet verdiğinden, Funcom yapılabilecek tek şeyi yaptı ve oyunu B2P haline getirdi, bir kere alırken para veriyorsunuz, aylık ücret yok. İsterseniz DLC'lere para veriyorsunuz sadece, bunlar da zorunlu değil.

Bu yola sapan her oyunda olduğu gibi, bunda da oyun içi bir mağaza var ama merak etmeyin, sadece DLC'ler ve kozmetik ürünler satılıyor. Parayı basanın en iyi dövmesi gibi bir durum yok yani, kaldı ki kimi dövecek? Herkes tek başına takılıyor.. Bu durum oyunun hem en büyük problemi hem de en büyük özelliği: İçinizdeki rekabet duygusunu kaşımıyor. Yani World Of Warcraft'ın ilk günlerinde dizdiği setlerle gösteriş yapan oyuncuları gördüğünüzde içinizde doğan "benim de olacak hulean!" hissiyatı, bu oyunda yok. İyi bir guild de bulamadıysanız, arada sırada açıp öylesine "takıldığınız" bir oyun haline geliyor Secret World, özellikle son seviyelerde.. Bu bir problem ancak aynı zamanda bir tasarım tercihi, tam tersi bir oyun olsaydı bildiğimiz MMO'lardan öteye gidemezdi. Funcom cesur bir hamle yapıyor açıkçası, sınırlı ancak sadık bir topluluğa hitap ediyor ve yaptığı şeyle gurur duyuyor.

Alınıp oynanır mı? Sizin için önemli olan son seviyeye ulaşmak değil, yaptığınız yolculuk ise hele, hiç durmayın. Çünkü Funcom'un size anlatacak bir hikâyesi var ve bunu muhteşem şekilde başarıyor.

Puan sisteminden çok hoşlaşmıyorum ama illa da puan görmek istiyorsanız buyrun: 10 üzerinden 8.